Para zarfını ve bileti düzensiz bir şekilde açık kalan sağ cebine koydu ve yarın bıraktığı düşüncelerine geri döndü. Birden ev sahibi geldi gözlerinin önüne. O lanetli herife üç aylık ev kirasını verebilmenin ferahlığını yaşadı bir an, ama bu ferahlığı çok kısa sürdü ve kendisini ileriki günlerde bekleyen zor günleri düşünerek tekrar kara düşüncelere daldı. Bir an karamsar düşüncelerinden kurtularak aldığı tazminat(!) parasıyla neler yapabileceğini düşündü biraz. Belki, diye düşündü. Belki bir büfe açardı evinin yola bakan tarafından. Gerçi belediye problem çıkarabilirdi ama o tanıdığı bir belediye meclis üyesi hemşehrisine rica etse izin alabilirdi belki… Gerçi hemşehrisi olacak o adamı hiç sevmiyordu ama olsun. Seçim arifesinde kolay dönüyordu bu tür işler. Tanıdığı birkaç toptancıdan da ucuz biraz mal aldı mı bu iş oldu demekti.’
Tren yolculuklarında yazılan birbirinden ilginç hikâyelerle, kimi zaman tebessüm edecek, kimi zaman da hüzünleneceksiniz…
Ramazan Seydaoğlu’nun yayınevimizden çıkan eserleri isminize özel imzalı gönderilmektedir..